Antik çağdan beri kullanılıyordu
Konya’da antik çağdan, 20-30 yıl öncesine kadar kullanılan ve bir tür andezit olan Sille taşı, çeşitli nedenlerle artık tercih edilmiyor. Selçuk Üniversitesi Mimarlık Mühendislik Fakültesi Mimarlık Bölümü Restorasyon Ana Bilim Dalı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Osman Nuri Dülgerler, tarihin ilk yerleşim yerlerinden biri olan Çatalhöyük’ün de bulunduğu Konya’nın mimari tarihinin çok eskilere dayandığını belirtti. Dülgerler, antik çağdan beri Konya’da kullanılagelen yegane mimari yapı malzemesinin, bir andezit çeşidi olan Sille taşı olduğunu, bu taşın da Konya’nın merkez Selçuklu ilçesinin bir mahallesi olan Sille’de çıktığını ifade etti. Konya’nın en gözde tarihi eserlerinden biri olan İnce Minare Medresesi’nin, eşsiz taş işçiliğine sahip duvarının ve Osmanlı eseri olan Mevlana Müzesi yanındaki Selimiye Camisi’nin Sille taşından inşa edilen yapılar olduğunu vurgulayan Dülgerler, bu taşın çok yakın tarihlere kadar Selçuk Üniversitesi Rektörlük ve Konya Erkek Lisesi gibi binaların yapımında da kullanıldığını anlattı. Pembemsi renkteki bu taşın etkileyici bir özelliği olduğunu, kendisine has kokusuyla da Konya insanına çok sıcak geldiğini dile getiren Dülgerler, şunları kaydetti: ”Türkiye’de her bölgenin, tarihten günümüze mimari dokusunu belirleyen bir taş türü vardır. Konya’nın bu anlamda taşı ise kesinlikle Sille taşıdır. Bu taş aynı zamanda, volkanik kökenliliğine bağlı olarak sıcağa ve suya oldukça dayanıklı olduğu için, Konya’daki ekmek fırınlarının tamamına yakınında, pişirme taşı olarak kullanılmaktadır. Sille taşının bu ısıyı absorbe etme özelliği, yapı malzemesi açısından ne kadar uygun olduğunu da gösteriyor.” Artık kullanılmıyor. Dülgerler, rengi ve kendine özel kokusu nedeniyle insana çok sıcak gelen, Konya’daki pek çok tarihi yapıya malzeme olan sille taşının, ne yazık ki günümüzde yeterince değerlendirilmediğini vurguladı. Eskiden köy olan, bugün ise mahalle statüsüne giren Sille’de bu taşı çıkarma konusunda çeşitli engellerle karşılaşıldığını anlatan Dülgerler, ”Aslında, dış cephe kaplamasında kullanılan emsallerine göre maliyeti daha düşük olan bu taşın fiyatı, yeni ocaklara izin verilmemesine, üretim azlığına bağlı olarak yükseldi. Bunda bazı vatandaşların, taş ocakları çevresindeki evlerin olumsuz etkilendiği yönündeki şikayetlerin de rolü büyük. Tüm bunlar da Konya’daki yapılara adeta ruh veren bu taşın mimaride kullanımını azalttı” diye konuştu.
Yrd. Doç. Dr. Osman Nuri Dülgerler
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.